Günümüzde zihinsel engelli çocuklar için kabul edilen bir tanım yapılabilmiş değildir. Konuyla ilgilenen pek çok meslek grubunun, her birinin kendi perspektifinden yaklaşması ve zihinsel engelin karmaşık özellikleri, ortak bir tanım yapılmasını zorlaştırmaktadır. 1940'larda Doll, zihinsel engelliliği şu altı ölçüt ile tanımlamıştır:
Davranış analizi görüşüne göre ise zihinsel engellilik, ‘bireyin geçmişini oluşturan olaylar tarafından biçimlendirilen davranış dağarcığının sınırlı olması’ olarak tanımlanır.
Zihinsel İşlevlerde Yetersizlik
Zihinsel işlevlerde yetersizlik; zekâ bölümünün belirlenmesiyle birlikte dikkat, bellek ve genellemeler yapmayı içeren öğrenme süreçlerindeki yetersizlikler ile sınırlı zihinsel işlev seviyesine bağlı olarak yaşanan tekrarlayan başarısızlıklar sonucu motivasyonda düşme olarak görülür.
Uyumsal Davranışlarda Yetersizlik
Uyumsal davranışlarda yetersizlik; bireyin kendi yaşından ve kültür grubundan beklenen kişisel bağımsızlık ve sosyal sorumluluk görevlerini yerine getirememesi durumu olarak ele alınmaktadır. Son yıllarda yapılan tanımlarda, zihinsel işlevlerde yetersizlik gösteren ancak uyum davranışları yeterli düzeyde olan çocuklar hafif derecede zihinsel engelli olarak isimlendirilmektedir.
Çevresel Faktörler: Ağır ve çok ağır zihinsel engel genellikle organik yetersizliklerden kaynaklanır ve her sosyoekonomik, sosyokültürel çevrede eşit bir dağılım gösterir. Ancak, hafif ve orta düzeyde zihinsel engel, sosyoekonomik ve sosyokültürel olarak düşük çevrelerde daha sık karşılaşılmaktadır. Bu durum, eğitim, sağlık bakımı, beslenme ve motivasyon gibi dış etmenlerden kaynaklanmaktadır.
Kalıtsal ya da Kromozomal Anormallikler: En bilinen örneklerden biri Down Sendromudur. Frajil X Sendromu da zihinsel engele neden olan diğer bir kromozomal bozukluktur.
Diğer Etmenler: Bulaşıcı hastalıklar, kazalar ve çevresel tehlikeler (hava kirliliği, zararlı maddeler gibi) doğum öncesinde, doğum sırasında ya da doğumdan sonraki süreçte anneden kaynaklı veya doğrudan zihinsel engele sebep olabilmektedir.
Zihinsel engelli çocuklar homojen bir grup değildir ve kendi içlerinde önemli farklılıklar barındırırlar. Bu nedenle, zihinsel engelli çocukların sınıflandırılması gerekmektedir.
Hafif Derecede Zihinsel Engelliler: Zeka bölümü puanı 50 – 55 ile 70 arasında olan bireylerdir. Bu çocuklar, çoğunlukla ilkokula başlayana kadar normal çocuklardan farklılık göstermezler. Hafif zihinsel engellilere sahip birçok birey, çevreye uyum sağlama konusunda oldukça başarılıdır ve genellikle özel eğitim sınıflarında veya destekli normal sınıflarda eğitim görürler.
Orta Derecede Zihinsel Engelliler: Zeka bölümü puanı 35-40 ile 50-55 arasında olan bireylerdir. Dil gelişimi, sosyal ve duygusal problemler, ve temel akademik becerilerde gecikmeler gözlemlenir. Basit günlük becerileri öğrenebilirler ve tanıdık çevrelerinde bağımsız hareket edebilirler.
Ağır Derecede Zihinsel Engelliler: Zeka bölümü puanları 20–25 ile 35–40 arasında olan bireylerdir. Motor ve konuşma dil problemleri ile zihinsel engelliğe eşlik eder. Günlük yaşam becerileri ve basit iletişim becerilerini öğrenebilirler.
Çok Ağır Derecede Zihinsel Engelliler: Zeka bölümü puanları 20-25’in altında olan bireylerdir. Bu bireyler genellikle özel eğitim kurumlarına devam edemez ve ailelerinin sürekli bakımına muhtaçtır. Öz bakım becerilerini yerine getiremezler ve genellikle birden fazla engeli bulunur.
Zihinsel engelli çocukların eğitim gereksinimlerine göre yapılan sınıflandırma, çocukların neyi öğrenip neyi öğrenemeyeceklerine ve ne derecede öğreneceklerine cevap vermeyi amaçlar. Grupların oluşturulmasında, psikolojik sınıflandırmada olduğu gibi zekâ bölümü puanları kullanılır ancak bu sınıflandırmada zekâ bölümü puanları daha esnek tutulur.
Zekâ bölümleri 50-54 ve 70-75 arasında olan bireyler bu kategoriye girer. Okul çağında akademik çalışmalarda gerilik gösterirler. Ortalama olarak üçüncü ya da dördüncü sınıf düzeyinde akademik bilgi ve becerileri kazanabilirler, ancak bu düzeye normale göre daha ileri yaşlarda ulaşırlar. Eğitilebilir çocuklar, özel eğitim imkanlarıyla normal ilkokul programlarından yararlanabilir, okuma, yazma, matematik gibi temel akademik becerileri öğrenebilirler. Bu gruptaki çocuklar, aynı zamanda öz bakım becerilerini de öğrenebilir ve yetişkinlik çağında kısmen ya da tamamen geçimlerini sağlayacak iş becerileri kazanabilirler.
Zekâ bölümleri 25-35 ve 50-55 arasında olan bireylerdir. Gelişim özelliklerinde normallerden önemli derecede farklılık gösterdikleri için genellikle okul öncesi dönemde yetersizlikleri fark edilir. Öğretilebilir çocuklar, günlük hayatın gerektirdiği sosyal uyum, pratik iletişim ve öz bakım becerilerini öğrenebilirler. Bu çocuklara yönelik eğitim programları, bu becerilerin öğretilmesine ağırlık verir. Yetişkinlik çağına ulaştıklarında, sosyal uyum becerileri sayesinde ev, yatılı okul veya korumalı iş yerlerinde çalışarak üretime katkı sağlayabilirler. Ancak bu bireyler, aile ve iş yaşamlarında çeşitli derecelerde başkalarının desteğine ihtiyaç duyarlar.
Zekâ bölümleri 35 ve daha altında olan bireylerdir. Yetersizlikleri genellikle doğuştan fark edilir ve bazı basit öz bakım becerilerini öğrenebilirler. Eğitim programlarında, bu bireyler için öz bakım ve basit iletişim becerilerinin geliştirilmesine odaklanılır, böylece günlük yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli temel beceriler kazandırılmaya çalışılır.
Bu sınıflandırma, zihinsel engelli çocukların eğitimine yaklaşımı belirlerken, her bir bireyin potansiyeline uygun öğrenme fırsatları sunmayı amaçlar.
Zihinsel engelli bireyler için uygun özel eğitim hizmetlerinin sağlanabilmesi, öncelikle bu bireylerin zihinsel engeli olup olmadığının doğru bir şekilde tespit edilmesini gerektirir. Zihinsel engelli çocukların doğru eğitim programlarına yerleştirilmeleri, doğru yapılmış bir değerlendirme sürecinden geçmektedir.
Erken çocukluk döneminde, çocukların bireysel farklılıkları bazen aileler tarafından “Benim çocuğumda bir sorun var.” şeklinde algılanabilir. Bu algılama, çocuğun bireysel bir farklılığından kaynaklanan bir özellik mi, yoksa bir yetersizlik veya gelişim geriliği mi olduğunun değerlendirilmesi gerektiğini gösterir. Bu durumda çocuğun tıbbi tanısı gerçekleştirilmeli ve tıbbi tanı doğrultusunda, tedavi ile birlikte özel eğitim hizmetleri de planlanmalıdır. Tıbbi tedavi ve rehabilitasyon süreci devam ederken, destek eğitim hizmetlerine de hemen başlanmalıdır.
Zorunlu eğitim döneminde tanılama süreci genellikle öğretmenlerin veya öğrencinin anne-babasının, çocuğun özel eğitim gereksinimleri olduğuna dair gözlemlerine dayanarak başlar. Bu dönemde, öğrenciyle ilgili temel bilgiler toplanır, çocuğun özel eğitim gereksinimleri belirlenir ve kaydedilir. Bu gereksinimlerin normal sınıf ortamında karşılanabilmesi için gerekli adımlar atılır, çocuğun kaydettiği ilerlemeler sürekli izlenir ve değerlendirilir.
Tanılama sürecinde, sınıf öğretmeni, rehber öğretmen-psikolojik danışman, okul müdürü, anne-baba ve öğrenci iş birliği içinde çalışır. Bu ekip işbirliği, çocuğun eğitim sürecinde en iyi sonuçların elde edilmesini sağlamak için kritik öneme sahiptir. Bu süreç, çocuğun gerçek potansiyelini anlamak ve ona en uygun destekleri sağlamak için temel bir adımdır.
Normal gelişim gösteren çocuklarda, yaşamın ilk iki yılında çocuğun kazandığı hareketler ileride kazanılacak hareket becerilerinin temelini oluşturur. Normal gelişimdeki çocuklar doğumdan iki yaşına kadar başını dik tutma, nesnelere uzanma, yakalama, dönme, oturma, emekleme, sıralama ve yürüme gibi gelişimsel sıralamaları izler. İkinci yıldan yedi yaşına kadar ise koşma, top tutma, atma, sıçrama, atlama, yakalama, fırlatma gibi becerileri kazanırlar. Zihinsel engellilik olan çocuklarda ise, motor gelişimde yetersizlikler gözlenir ve bu durum genellikle metabolik ve endokrin bozukluklar ya da genetik mutasyonlar nedeniyle fiziksel büyüme ve gelişmenin geri kalmasına bağlıdır. Bu, kaba ve ince motor beceriler ile el-göz koordinasyonunu etkiler.
Zihinsel engelli çocukların öğrenme süreçleri güç ve zaman alıcıdır, bazı kavramları veya becerileri yetişkinlikte bile tam olarak kazanmaları mümkün olmayabilir. Hafif zihinsel engellilik bile olsa, normal akranlarının seviyesinde öğrenebilmeleri için özel eğitim desteğine ihtiyaç duyarlar. Öğrenme görevlerini yerine getirirken geç ve zor ilerlerler.
Zihinsel engelli çocukların dil gelişim düzeyleri, genellikle zekâ yaşlarından daha düşüktür. En sık görülen dil bozuklukları arasında gecikmiş dil gelişimi ve sınırlı sözcük dağarcığı bulunur. Alıcı dil düzeyleri, ifade edici dil düzeyinden genellikle daha yüksektir. Konuşmaya geç başlar ve yavaş ilerlerler. Ses ve artikülasyon bozuklukları daha sık görülür ve yaşlarına uygun çocuklarla anlaşmada zorluk yaşarlar.
Zihinsel engelli çocuklar akademik alanda yavaş ilerler, çoğu zaman beklenenden daha düşük başarı gösterirler. Akademik becerileri kazanabilmeleri için normal akranlarından daha fazla çalışmaları ve alıştırma yapmaları gereklidir.
Zihinsel engelli bireylerin sosyal ve kişilik özelliklerinde tipik bazı sorunlar görülebilir. Bu sorunlar, toplumun bu bireylere yönelik tutumları ve çocuğun geçmişteki başarısızlık deneyimleri ile ilişkilidir. Öz güven eksikliği, bağımsız hareket edememe, sebat eksikliği, sorumluluk almak istememe ve sosyal uyumda zorluklar bu sorunlardan bazılarıdır. Duygusal tepkileri kontrol etmekte zorlanabilirler.
Zihinsel engelli bireyler, genellikle basit veya yarı beceri gerektiren işlerde başarılı olabilirler. Başarısızlıkları genellikle kişilik ve sosyal uyum özellikleri ile ilişkilidir. Meslek edinme ve sürdürme yetenekleri, toplumun bu bireylere yönelik tutum ve davranışlarıyla da yakından ilişkilidir.